Osmanlı Devleti’nin sosyal ve siyasi hayatı açısından Volkan Gazetesi ve Cemiyeti ayrı bir yere sahiptir. İttihâd-ı Muhammedî, büyük bir iddia ile meydana atılmış, İslami referansları esas tutmuş ve halkın nezdinde kabul görmüş dinamik İslamî bir cemiyettir.
İttihâd-ı Muhammedî Cemiyeti müstakil olarak incelenmiş olmasına rağmen, cemiyetin önemli simalarından olan ve en büyük fikri destekçilerinden Bediüzzaman Said Nursî’nin cemiyet ile münasebetini ortaya koyan müstakil bir çalışma mevcut değildir.
Bu boşluğu doldurmak, döneme bu cihetten de bir katkı sağlamak niyetiyle bu çalışmayı yaptık. Kitapta, Bediüzzaman Hazretlerinin İttihâd-ı Muhammedî Cemiyeti ile münasebeti bütün boyutlarıyla incelenmeye çalışılmıştır.
Bediüzzaman Said Nursî 31 Mart Hadisesi’nde körükleyici rol oynayanlara karşı itidali ve orta yolu tavsiye ederken anarşiye ve ayrımcılığa karşı İttihadı ve ittifakı savunmuştur.
II. Meşrutiyet’in ilan edilmesi Osmanlı Devleti açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Meşrutiyet’in tesis ettiği serbest ortam içerisinde pek çok gazeteler yayın hayatına başlamış, farklı alanlarda onlarca yeni cemiyetler kurulmuştur. Osmanlı Devleti’nin sosyal ve siyasal hayatı açısından yeni çıkan gazeteler içerisinde Volkan Gazetesi ve yeni teşekkül eden cemiyetler arasında İttihâd-ı Muhammedî Cemiyeti ayrı bir yere sahiptir. İttihâd-ı Muhammedî Cemiyeti büyük bir iddia ile meydana atılmış, İslami referansları esas tutmuş ve halkın nezdinde kabul görmüş dinamik bir yapıya sahip olan İslami bir cemiyettir. İttihâd-ı Muhammedî Cemiyeti müstakil olarak incelenmiş olmasına rağmen cemiyetin önemli simalarından olan ve fikri olarak en büyük destekçisi bulunan Bediüzzaman Said Nursî’nin cemiyet ile münasebetini ortaya koyan müstakil bir çalışma mevcut değildir.
Bu çalışmamızda Bediüzzaman hazretlerinin İttihâd-ı Muhammedî Cemiyeti ile münasebeti bütün boyutlarıyla incelenmeye çalışılmıştır. Çalışmamız giriş-sonuç ve iki bölümden oluşmaktadır. Girişte 19. ve 20. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde siyasi hayata genel bir bakış verilmektedir. Özellikle siyasi oluşumlar ve İslami hareketler incelenmektedir. Birinci bölümde İttihâd-ı Muhammedî Cemiyeti’nin kuruluşu, faaliyetleri, Ayasofya mevlidi detaylı bir şekilde ele alınmaktadır. Cemiyetin İslami hareketler ekseninde nasıl bir konuma sahip olduğu, İttihat ve Terakki Cemiyeti’yle ilişkisi ve 31 Mart Hadisesi’yle münasebeti ortaya konulmaktadır. İkinci bölümde ise Bediüzzaman Said Nursî’nin İttihâd-ı Muhammedî Cemiyeti’ne dâhil olması ve cemiyete yüklediği anlam üzerinde durulmaktadır.