Hâmd âlemlerin rabbi olan Allah'a; salât ve selam âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamber efendimize (a.s.m.), onun âl ve ashâbı üzerine olsun.
Kur'ân-ı Kerim'i hak kelâmullah olarak bizlere gönderen rabbimiz, nasıl okunması gerektiğini de rasûlüne şu âyetiyle beyan etmiştir: 'Kurân'ı tane tane ve hakkını vererek oku!' (Müzzemmil, 4)
Efendimiz (a.s.m.) her âyet nâzil olduğunda sahâbelerine tenzil üzere, tane tane olarak okumuş, onlardan zabt ve okuyuş güzelliklerine sahip olanları, Kur'ân hocaları olarak muhtelif bölgelere göndermiştir.
Bu kırâat usûlü efendimizden (a.s.m.) ashabına, onlardan kırâat imamlarına, nihayet silsile halinde samimi ve ciddi gayretlerle günümüze kadar gelmiştir.
Tecvid, Kurân'daki her lafzın ve her harfin hakkını vermek, kelime ve terkiblerin edâ ve şivesini göstererek okumaktır. Tecvid bilmek farz-ı kifaye; Kur'ân okurken harflerin sıfatlarına ve mahreçlerine uygun ve doğru olarak okumak ise farz-ı ayn'dır.
Kur'ân Arabca nâzil olduğu ve harflerin mahreçleri düzgün yapılmazsa mânâları değişebileceğinden bahisle tecvidli okumak önemlidir.